MOBBİNGE DAİR MEVZUAT
İLE TÜRKİYE PERSPEKTİFİNDEN MOBBİNG
YAZAR
Av. Onur PUĞ
ULVİ PUĞ
AVUKATLIK BÜROSU
Adres :859 Sk.No:6 Vatan İşhanı Kat:2/203 Konak/İZMİR
Telefon :0 232 483 67 92
E-mail : pughukuk@gmail.com
Web : www.ulvipughukukburosu.com
KISALTMALAR
AİHM : Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
AİHS : Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
AYM : Anayasa Mahkemesi
CD : Ceza Dairesi
HD : Hukuk Dairesi
HGK : Hukuk Genel Kurulu
K. : Karar
M. : Madde
TBK : Türk Borçlar Kanunu
TCK : Türk Ceza Kanunu
İPTÖ : 2011/2 sayılı "İşyerlerinde Psikolojik Tacizin
Önlenmesi" konulu Başbakanlık genelgesi
SORUMSUZLUK BEYANI
Bu doküman, konuyla ilgili olarak yalnızca genel bilgi ve görüş içermekte olup, hukuki tavsiye ya da profesyonel hukuk hizmeti yerine geçmez ve de bu amaçla kullanılamaz. Her bir vakıanın ve kendine özgü şartlarına göre profesyonel hukuki tavsiye ve görüş almanız önerilir. Ulvi PUĞ AVUKATLIK BÜROSU avukatları ve bu dokümanın yazarı burada yer alan bilgilerin doğruluğundan ve tamlığından kesinlikle sorumlu değildir. Bilginin, mevzuatın ve içtihatların hızla değişmesi nedeniyle bu dokümanın güncelliğine ilişkin herhangi bir taahhüt veya garanti verilemez. Bu dokümanda yer alan bilgilerden yola çıkarak ticari bir karar vermemenizi, somut olayınızın özelliklerine göre hukuki danışmanlık hizmeti alınması tavsiye olunur
I . GİRİŞ
Kavram Olarak Mobbing
İngilizce Mobbing ‘ MOB ‘ kelime kökünden gelmektedir. Mob kelimesini dilimize çevirirsek: isim olarak çete veya kalabalık, fiil olarak ise topluca saldırmak anlamındadır. O halde kelime olarak Mobbing: illegal olarak saldıran veya müdahale eden çete, topluluk olarak yorumlanabilir. Mobbing kavramı, ilk kez 1984’de İsveç’te “İş Hayatında Güvenlik ve Sağlık” konulu bir raporun kapsamında, kavramın yaratıcısı olarak adlandırabileceğimiz Berlin doğumlu psikiyatrist Heinz Leymann tarafından ortaya atılmıştır.
Türk Dil Kurumu tarafından ‘ bezdiri ‘ olarak çevrilen mobbing genellikle işyerinde uygulanan “zorbalık, duygusal taciz ve de yıldırma” durumları ile örtüşür. Mobbing”, özellikle hiyerarşik bir düzen altında çalışılan yerlerde, genellikle ast- üst ilişkisi dâhilinde; üstün konumunu kullanarak hem psikolojik hem de fiziki olarak büyük bir baskı kurması ve de ruhsal olarak karşı tarafı sistematik olarak taciz etmesiyle vuku bulur.
Ayrıca : “ Haksız yere suçlama, dedikodu yoluyla saygınlığını zedeleme, küçük düşürme ve doğrudan veya dolaylı şiddet uygulayarak, bir kişiyi işi bırakmaya zorlama amaçlı kötü niyetli girişimler. “ olarak yapılan tanımlamalar da mevcuttur
Ülkemizde mobbing için başka bir tanımsa TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU İŞYERİNDE PSİKOLOJİK TACİZ (MOBBİNG) VE
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ KOMİSYON RAPORU’nda yapılmıştır: Mobbing, sistemli bir şekilde, süreklilik arzeden bir sıklıkta çalışanı sindirme maksadı ile kişinin özgüvenine uygulanan psikolojik ve hatta fiziksel saldırgan davranışı ifade etmektedir. Başka bir ifade ile işyerinde bir kişinin veya birkaç kişinin, istenmeyen kişi olarak ilan ettikleri bir kişiyi, dışlayarak, sözlü ya da fiziksel tacizde bulunarak mutlak itaate zorlamak, yıldırmak ve bezdirmektir.
Mobbing dünyada 1993’te İsveç’te çıkarılan ‘İşyerinde Kişilerin Mağdur Edilmesi’ adlı kanunla da ilk kez yasal bir nitelik kazanmıştır. Ülkemizde ise hala doğrudan mobbinge dair bizce tam koruma sağlayan bir kanun bulunmasa da psikolojik tacize dair ilk düzenlemeyi içeren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 2012 yılında yürürlüğe girmiştir.
I I. TÜRKİYE’DE ve ULUSLARARASI DÜZEYDE MOBBİNG
Özellikle Avrupa’da gündemde olan ve duyarlılık oluşan mobbing hakkında ne yazık ki ülkemizde henüz istenilen seviyeye gelinememiştir. Ülkemizde özellikle hak arama bilincinin yeterince oturmamış olması ve de son yıllarda hukuki süreçlere olan güvenin sarsılması mobbing ile mücadelede istenilen düzeye gelmemizi engellemiştir.
Kapitalizm, yüksek kar peşinde olma ve rekabetin yarattığı güvencesiz hissedilen iş ortamı ayrıca ekonomik ve politik olumsuzluklar, işsizlik, aşırı çalışma mobbingin oluşması için kusursuz bir zemin hazırlamaktadır. Özellikle geçim kaygısı ile işten çıkarılma korkusu ve mobbing neticesinde mağdurun kendini değersiz hissetmesi mobbing mağduriyetinin devam etmesine neden olmaktadır.
Türkiye Psikoloji Derneği’ne göre mağdurlar genellikle zeki, yetenekli, yaratıcı, alternatif yaklaşımlar geliştirebilen, başarılı ve dürüst, işyerinde politik davranmayan, destekleyici iletişim tarzına sahip kişilerden oluşur. Öngörülebileceği üzere olumlu tavırları olan ve nazik olan kişiler üzerinde baskı kurmak daha kolaydır. Bunlar veya benzeri niteliklere sahip kişiler iktidar hırsı, işten kaçma veya olumsuz bir davranış saiki taşımayacağından mobbing vuku bulana veya bir müddet sürene kadar tedbir almaz, olaylardan şüphelenmezler.
Mağdurların yukarıda sayılan özellikleri taşıması yanı sıra çalıştıkları işyerinde de bir takım ortak özellikler sıralanabilir. Pozisyon tanımlamalarının eksik yapıldığı veya hiyerarşik düzende görev-yetki dağılımının net yapılmadığı yerler, aşırı iş yükünden kaynaklanan çatışmalı ortamlar, çalışma ortamında adil iş yükü dağılımı yapılmaması ve mevcut yöneticilerin yeterli niteliklere haiz olmaması mobbingin görüldüğü işyerlerinin ortak paydası sayılabilir.
Mobbingin sektörel dağılımı hakkında mutlak bir tablo çizmek sağlıklı olmamakla birlikte şu genellemeler yapılabilir: özellikle sağlık ve eğitim sektöründe yaygın olduğu, üniversitelerin eğitim sektörü içinde mobbingde başı çektiği söylenebilir. Mobbingin yalnızca özel sektöre mal edilebilecek bir taciz olduğu algısı kesinlikle yanlıştır. Pek çok kamu kurum- kuruluşu ve devlet üniversitelerinde mobbing sıklıkla görülmektedir. Nihayetinde mobbing ile her işyerinde ve her türlü kuruluşta karşılaşılabilir. Çok büyük oranla çalışanların yöneticilerden daha fazla mobbinge maruz kaldıkları da bilinmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün görüşüne göre mobbing uygulayan kişilerin çoğunlukla antipatik özellikler taşıdığı, aşırı denetleyici, korkak ya da sinirli, kötü niyetli ve hileli eylemlere başvurmaktan çekinmeyecek bireylerdir. Yüksek egoları, sosyal ilişkilerdeki zayıflıkları gibi nedenlerle de korktukları kişileri denetim altında tutmak için güç kullanan, kendini diğer insanlardan sürekli üstün göre tutum ve tavırlara sahip olabilecekleri bilinmektedir. Çıkarları doğrultusunda baskı ve şiddet uygulamaktan kaçınmadıkları, bu gayelerle sürekli bir disiplin kurmaya çalıştıkları saptanmıştır. Ön yargılı bu kişiler etnik veya dini unsurları dahi baskı kurmak için kullanmaktan kaçınmazlar.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre: ‘‘Mobbinge maruz kalan kişiler gördükleri zararın büyüklüğü ve etkisiyle, işlerini yapamaz duruma gelmektedirler. Konu ile ilgili yapılan araştırmalar göstermiştir ki, en kısa mobbing süresi 6 ay, genelde ortalama süre 15 ay, sürecin kalıcı ağır etkilerinin ortaya çıktığı dönem ise, 29-46 aydır.(ÇSGB) ‘‘ Mobbingin uygulanması, süresi veya tarzına göre pek çok psikolojik bozukluk meydana gelebilir. Sıkıntı, karamsarlık, uykusuzluk, depresif belirtiler, anksiyete bozuklukları ve davranışsal bozukluklar görüldüğü bilinmektedir.
Maruz kalınan mobbing fiilleri ise şu şekilde kategorize edilebilir: toplantılarda aşağılama, olmayan hatalar çıkarma, tehditkâr bakışlar, tecrit etme, başarıları yok sayma, iş yükünü arttırma, sertçe eleştiriler, özel hayata dair eleştiriler, işyerini elverişsiz hale getirme, söylenti yayma, işten atma tehdidi ve iftira atmaya kadar varan tehditler.
“Sıklıkla “yıldırma” kurbanlarına, yeni bir iş araması da tavsiye edilir’’ bir hukukçu olarak asla kabul etmediğimiz bu görüş ancak mobbingi tamamlatmış ve amacına ulaştırmış olur. Mağdurların öncelikle mobbinge maruz kaldığını kabul etmesi, devamında hiyerarşik düzen içinde üstlerine başvurması( gerekli ise tıbbi önlemler de alması), ihlaller durdurulmadığı veya zarar tazmin edilmediği hallerde derhal hukuki yardım almaları tavsiye edilir.
I I I . Mobbinge ve Yargı
Hukuk kuralları çerçevesinde her haksız müdahaleye direkt mobbing teşhisi konulamaz. Dolayısıyla iş yerinde yaşanan her çatışma ya da her anlaşmazlık psikolojik taciz olarak değerlendirilmesi doğru olmaz. Mobbingin varlığından söz edebilmek için mutlaka bir iş yerinde gerçekleşmesi gerekmektedir ( Vuku bulduğu yer işyeri olmasa dahi doğrudan işi ve işyeri ile ilgili bir psikolojik şiddet olmalıdır). Mobbingin varlığından söz edilebilmesi için baskı oluşturan davranışların tabir-i caizse sistematik bir şekilde vuku bulması gerekir. Normal bir çatışmayla psikolojik tacizi ayıran temel nokta, taraflar arasındaki güç dengesizliği ile söz konusu davranışların hangi sıklıkta gerçekleştiği ve ne kadar zamandır devam ettiğidir. Psikolojik tacizde, ısrarla tekrarlanan ve sürekli devam eden davranışlar söz konusudur, bu nedenle, sıradan bağımsız çatışma davranışları psikolojik taciz oluşturmaz. Süreklilikten anlaşılması gereken: baskının veya tacizin tek bir sefere mahsus olmaması, her defasında olmasa bile belli aralıklarla sistemli olarak veya düzensiz olarak ( çok sayıda) meydana gelmesidir.
Mobbingi direkt olarak suç olarak düzenleyen bir kanun maddesi olmasa da mobbing tanımına uygun düşen bazı fiillerin cezalandırılmasına olanak sağlayan kanun maddeleri mevcuttur.
Öncelikle anayasal açından ele alırsak, psikolojik tacize karşı koruma sağladığı şeklinde yorumlanabilecek maddeler şunlardır:
Anayasa
Madde 12- Herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir.
Madde 17- Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.
Madde 24- Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Kimse, ibadete, dinî ayin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Madde 25- Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
Madde 49- Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır
Madde 50- Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.
Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.
Ayrıca kamuda çalışanlar için veya idari eylemler neticesinde mobbinge maruz kalanlar için diğer maddelerin yanı sıra Anayasa'nın 125. maddesi; “İdarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır…”Anayasa'nın 129. maddesi; “Memurlar ve diğer kamu görevlileri Anayasa ve kanunlara sadık kalarak faaliyette bulunmakla yükümlüdürler. Memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez. Disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz. Hükümlerine yer verilmiştir.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu
Madde 10- “…Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır. Amirlik yetkisini kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslar içinde kullanır…”
Madde 11- “Devlet memurları kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslara uymakla ve amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden amirlerine karşı sorumludurlar.”
Madde 17- “Devlet memurları, bu kanun ve bu kanuna dayanılarak yayınlanan tüzük ve yönetmeliklere göre tayin ve tespit olunup yürürlükte bulunan hükümlerin kendileri hakkında aynen uygulanmasını istemek hakkına sahiptirler.”
Madde 21- “Devlet memurları kurumlarıyla ilgili resmi ve şahsi işlerinden dolayı müracaat; amirleri veya kurumları tarafından kendilerine uygulanan idari eylem ve işlemlerden dolayı şikâyet ve dava açma hakkına sahiptirler.”
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
Madde 94 - (1) Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Eziyet
Madde 96 - (1) Bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştiren kişi hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Cinsel Saldırı
Madde 102 - (1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlal eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Cinsel Taciz
Madde 105 - (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Bu fiiller; hiyerarşi, hizmet veya eğitim ve öğretim ilişkisinden ya da aile içi ilişkiden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise, verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
Madde 134 - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, “bir yıldan üç yıla kadar hapis” cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde “verilecek ceza bir kat artırılır”.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu
Madde 417- "İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlüdür."
* Yasal düzenlemeler içinde doğrudan mobbing kelimesini içermese de Türkçe çevirisi olarak nitelendirebileceğimiz ‘psikolojik taciz’ kavramına yer verilen tek madde Borçlar Kanunu’n 417. maddesidir.
I V . YARGININ BAKIŞ AÇISI ve SONUÇ
İdareye karşı tam yargı veya işverene / ihlali gerçekleştiren kişiye karşı tazminat davası yoluna gidilmesi sonucunda kazanılan, mobbingi Türk Yargı Sistemi içerisinde somutlaştıran ve emsal teşkil edecek kararlar mevcuttur. Dava neticelerine dair birkaç Örnek vermek gerekirse:
İdarenin disiplin cezaları ve geçici görevlendirmeler ile davacının kişilik haklarının ve manevi bütünlüğünü zarara uğrattığı sonucu ile manevi tazminata hükmedilmesi, mesleğine uygun iş verilmeyerek, çöp tenekesi, perdesi, kalorifer tesisatı, telefonu, bilgisayarı odalarda tek başına oturtulması nedeniyle tazminata hükmedilmesi, mobbingin varlığı için kişilik haklarının ağır şekilde ihlaline gerek olmadığı, kişilik haklarına yönelik haksızlığın yeterli olduğu, ayrıca mobbing iddialarında şüpheden uzak kesin deliller aranmayacağı; davacı işçinin, kendisine işyerinde mobbing uygulandığına dair kuşku uyandıracak olguların ileri sürmesinin yeterli olduğu bu nedenle verilen bozma kararı… Ve daha pek çok karar mobbingin hukukumuzda aktif olarak yer almaya başladığını ve emsallerin giderek arttığını göstermektedir.
"İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi Hakkındaki Başbakanlık Genelgesi", mobbingin kamuda ve özel sektörde dikkat edilmesi ve önlem alınması gereken bir tehdit olduğunu gözler önüne sermiştir. Doğrudan mobbing terimini içeren ve direkt olarak tedbir ve cezaları da içeren kanun maddelerinin eklenmesinin yargının işleyişi ve çalışanların mağdur olmaması için elzem olduğu açıktır.
Kaynakça
- TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTLİĞİ KOMİSYONU İŞYERİNDE PSİKOLOJİK TACİZ (MOBBİNG) VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ KOMİSYON RAPORU
- WHO (Dünya Sağlık Örgütü)
- 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu
- 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu
- TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi
- Overcoming Mobbing: A Recovery Guide for Workplace Aggression and Bullying
(Maureen P. Duffy)
ULVİ PUĞ
AVUKATLIK BÜROSU
Adres: 859 Sk. No:6 Vatan İşhanı Kat:2/203 Konak/İZMİR
Telefon: 0 232 483 67 92
E-mail: pughukuk@gmail.com
Web: http://www.ulvipug.av.tr/
Avukat mı lazım ?
Hemen Bize ulaşın Telefon : 0 232 483 67 92