İDARİ YARGI İPTAL ve TAM YARGI DAVALARI

İDARİ YARGI
İPTAL ve TAM YARGI DAVALARI

 

Türk Dil Kurumu’nun tanımı ile idare(yönetim, administration) :Yönetme, yönetim, çekip çevirmedir. Genel anlamıyla ise hem devletin idari teşkilatlanması hem de ilgili kurumların faaliyetlerini ifade eder. İdare hukuku kamuya ait idarenin hukukunu yani devlet idaresini konu alır, özel idarelerin konuları idare hukuku altında ele alınmaz. Netice olarak idare hukukundan anlaşılması gereken ‘ kamu idaresi hukuku’ dur.

İdare hukukunun temeli anayasada belirlenmiştir; idare hukuku kamuya tanınan ayrıcalıklar ile bireye tanınan hak ve hürriyetlerin dengelenmesine aracı olmaktadır. İdare hukukunda, kamu yararı düşüncesi esastır ve idare hukukunun uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda çözümlenir.

 Anayasanın “Yargı Yetkisi” başlıklı 9.maddesinde, “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.” Hükmü yer alır. Anayasamızda yer alan 125. Madde ise idare hukukunun mihenk taşıdır. İlgili madde şöyledir:

T.C. Anayasası 125. Madde:

İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.

Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinde bunlardan doğan uyuşmazlıkların millî veya milletlerarası tahkim yoluyla çözülmesi öngörülebilir. Milletlerarası tahkime ancak yabancılık unsuru taşıyan uyuşmazlıklar için gidilebilir.

Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askeri Şuranın kararları yargı denetimi dışındadır.

İdari işlemlere karşı açılacak davalarda süre, yazılı bildirim tarihinden başlar.

Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. Yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemez.

İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.

Kanun, olağanüstü hallerde, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş halinde ayrıca milli güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık nedenleri ile yürütmenin durdurulması kararı verilmesini sınırlayabilir.

İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.

 

Anayasa madde 125 çerçevesinde idari eylem ve işlemlere karşı yargılama yolu açıktır ve bu eylem ve işlemlere karşı uygulanacak yargılama usulü 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 1 inci maddesine düzenlenmiştir.  İYUK 1. Maddesi incelendiğinden idari yargılamada yazılı yargılama usulü uygulanacağı, incelemelerin evrak üzerinden yapılacağı (dolayısıyla mahkemeye sunulan dilekçelerin mutlak bir önem arz ettiği), re ’sen inceleme ilkesi ve kamu yararı denetiminin ön planda tutulacağı görülmektedir. Re’sen incelemede hakim tarafların dava konusu etmediği veya izaha gerek görmedi, dahil etmek istemediği hususları da kendiliğinden inceleyebilmektedir. Bu bakımdan idari yargılama, ceza yargılamasındaki maddi gerçeği açığa çıkartma olgusunu çağrıştırmaktadır.

İdarî yargıda genel anlamda iki tür dava bulunmaktadır. Bunlardan ilki iptal davalarıdır, idare hukukuna özgü bir dava türü olup, bu dava ile idarî işlemin hukuka aykırı olup olmadığı hükme bağlanır. Diğeri ise tam yargı davasıdır, idarî eylem ve işlemlerden zarar görenlerin, bu zararın giderilmesi talebiyle açtıkları dava türüdür.

 

İPTAL DAVASI

 

İdarenin(devletin) yapmış olduğu işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ya da amaç yönlerinden bir veya birkaçı ile hukuka aykırı olduklarından bahisle iptalleri için zarara uğrayanlar tarafından açılacak dava türüdür. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 2. maddesinde;

-İptal davaları "idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan" davalar olarak tanımlanmıştır.

         İptal davasında vuku bulan olay idarenin yapmış olduğu ve zarar doğuran işlemi geri alması, iptal etmesidir. İptal kararı neticesinden idarenin yapmış olduğu işlemin hukuka aykırı olduğu tespit edilmiş olur ve ilgili idari işlem ve bu işlemin doğurduğu hukuksal  sonuçlar ortadan kalkar. Başka bir deyişle iptal kararları geriye yürür  ve böyle bir karar hiç alınmamış sayılır. 

Bazı genel nitelikteki iptal kararları, davaya taraf olmayan 3. kişileri de kapsar. Örneğin; elektrik faturasındaki TRT payının veya kayıp kaçak kullanımının iptali dosyaya taraf olmayan 3. kişileri de kapsar

.

TAM YARGI DAVASI

 

Tam yargı davası: idarî eylem ve işlemlerden zarar görenlerin, bu zararın giderilmesi talebiyle açtıkları dava türüdür. Özel hukuktaki Tazminat davasının idare hukukunda vücut bulmuş şekli olarak nitelendirilebilir. Tam Yargı davaları bir tür eda davalarıdır, amaç uğranılan zararın giderilmesidir. İdarî yargıdaki tam yargı davalarının amacı esasen idarece yapılan hak ihlâlinin sonuçlarının giderilmesi ise de, bu davalarda da özel hukuktaki alacak davaları gibi belirli bir paranın ödenmesidir. Tam yargı davalarında dilekçede belirtilen talep miktarı çok önemlidir. Nihaî karar verilinceye kadar ancak bir defa düzeltilebilme imkânı vardır.

 

 

 

İPTAL VE TAM YARGI DAVALARI KARŞILAŞTIRMASI

 

-Konu bakımından iptal davalarında sadece idari işlemler konu edilebilirken, tam yargı davalarına idari eylemler veya sözleşmeler de konu edilebilir.

- İptal davası idari işlem iptal edilirken, tam yargı davasında bir hakkın yerine getirilmesini ya da uğranılan zararın giderilmesi söz konusudur 

- İptal davası açabilmek için, işlem ve davacı arasında bir menfaat ilişkinin  bulunması gerekir, tam yargı davalarında bir hakkın ihlali ve zarar doğması gereklidir.

- İptal davasının neticesi, iptal edilen karar ile ilgisi olan herkesi kapsamaktadır, tam yargı davasının neticesi yalnızca tarafları kapsar.

 

İDARİ YARGIDA İPTAL VE TAM YARGI DAVASINA İLİŞKİN GENEL BİLGİLER

 

Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış gündür. İdari uyuşmazlıklarda süre başlangıcı yazılı bildirimin yapıldığı günden sonra başlar. Tatil günleri sürelere dâhildir. Sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar.

İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. 60 gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştay’a, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.

İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durdurur. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.

İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştay’a ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilirler. Alternatif olarak önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. 

Yürütmenin Durdurulması: İdarenin dava konusu ettiğiniz işleminin dava sonuçlanıncaya kadar beklemeye alması anlamına gelir. Bazı durumlarda dava açarken “yürütmenin durdurulmasının” baştan talep edilmiş olması gerekir. Dava dilekçesindeki yürütmenin durdurulması taleplidir ibaresi olması halinde mahkeme öncelikle bu talebi inceleyecektir.

İdarenin eylem ve işlemlerine karşı tam yargı veya iptal davası açılması durumunda şüphesiz güçlü olan taraf devlet yani idaredir. Adil bir yargılamada tarafların kim olduğuna dikkat edilmemesi gerekse de Nasıl ki iş hukukunda, bir iş davasında işçi lehine yorum ilkesi esas ise; idare hukukunda da kamu yararına yorum ilkesi esas alınmalıdır.

 

                                                                                                 Av. Onur PUĞ

 

ULVİ PUĞ

AVUKATLIK BÜROSU

Adres: 859 Sk. No:6 Vatan İşhanı Kat:2/203 Konak/İZMİR

Telefon: 0 232 483 67 92

E-mail: pughukuk@gmail.com

Web: http://www.ulvipug.av.tr/


Diğer Makaleler

İŞÇİ ve İŞVERENLER AÇISINDAN CORONA’YA (COVID-19) DAİR YORUMLARResidence PerrmitTürkiye İkamet İzniAVUKATLIKTA GÜVENANAYASA HUKUKU 1961 Öncesi Anayasal DüzenlemelerİDARİ YARGI İPTAL ve TAM YARGI DAVALARIVELAYET KAVRAMI ve VELAYET DAVASIKambiyo Senetlerine Özgü İcra Takipleri Ve Çek, Bono, Poliçe KavramlarıMOBBİNGE DAİR MEVZUAT İLE TÜRKİYE PERSPEKTİFİNDEN MOBBİNGÇEKİŞMELİ BOŞANMA Ve Şiddetli Geçimsizlik

Avukat mı lazım ?

Hemen Bize ulaşın Telefon : 0 232 483 67 92