VELAYET KAVRAMI ve VELAYET DAVASI

                        VELAYET KAVRAMI ve VELAYET DAVASI

                               

 

Velayet Kavramı

Velayet Türk Dil Kurumu’nda yer alan tanımı ile :‘Velilik, otoritedir’. Yaygın anlamlı ile şöyle tanımlanabilir: Anne, baba veya velinin çocuğun bakım ve eğitimi konusunda çocuğun menfaatini göz önünde tutarak, çocuk adına gerekli kararları almaları ve uygulamalarıdır. Tanımda bahsedilen çocuk kavramı reşit/ergin olmayan yani on sekiz yaşını doldurmamış çocukları belirtmektedir.

Türk Medeni Kanunu’nunda ise 335. ve devamındaki maddelerde velayet kavramına yer verilmiştir. 335. Madde şöyledir:

-Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz.

-Hâkim vasi atanmasına gerek görmedikçe, kısıtlanan ergin çocuklar da ana ve babanın velâyeti altında kalırlar.

Türk Medeni Kanunu’nda ele alındığı üzere velayetin durumu iki farklı halde incelenebilir. Bunlardan birincisi anne ve babanın evli olması ikincisi ise evli olmamaları halidir. Birinci halde: Evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hâli gerçekleşmişse hâkimin, velâyeti eşlerden birine verme yetkisi vardır. Velâyet, ana ve babadan birinin ölmesi hâlinde sağ kalana kişiye, boşanmada ise çocuğun velayeti kendisine bırakılan kişiye aittir.

İkinci halde, anne babanın evli olmaması durumunda ise: Ana ve baba evli değillerse velâyet anaya aittir. Anne; küçük, kısıtlı veya ölmüş ise ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atayabilir veya velâyeti babaya verebilir. Görüldüğü üzere kanun koyucu küçük çocuklar için annenin vekaleti alma ihtimalini kuvvetlendiren bir tanım getirmiştir.

Türk Medeni Kanunu’nda velayet konusunda üvey çocuklara dair bir madde de bulunmaktadır. Madde 338’de özetle şöyle demektedir: Eşler, reşit olmayan üvey çocuklarına da özen zorundadır. Kendi  çocuğunun velâyetini alan eşe diğer eş uygun bir şekilde yardımcı olmalıdır; gerekli olduğu hallerde çocuğu diğer eş de temsil edebilir.

 

Velayetin Kapsamı

Türk Medeni Kanunu Madde 339’da ele alınmıştır.

 Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar.

Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür.

Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar.

Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terk edemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz.

Çocuğun adını ana ve babası koyar.

Görüldüğü üzere velayet yetkisini kullanan anne veya babanın çocuk üzerinde neredeyse her konuda yetkisi vardır. Kanun koyucu çocuğun da ailesinin sözünü dinleme konusunda zorunluluğu olduğunu dile getirmiştir.

 

Velayetin Kaldırılması

Velayeti ana ve babada olan reşit olmayan çocuğun menfaatlerinin korunması bakımından hakim bazı durumlarda velayetin kaldırılmasına karar verebilir. Türk Medeni Kanunu’nun 348. Maddesinde bu durumlara yer verilmiştir.

Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, özürlü olması, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi.

Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması.

Bu durumlardan birinin dahi gerçekleşmesi ve tespit edilmesi durumunda çocuğun velayetine dair hakimin geniş bir takdir yetkisi vardır. Hakim öncelikle veya gerek görülmesi halinde çocuk için bir takım önlemler alabilir.

-Çocukların Yerleştirilmesi: Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişmesi tehlikede bulunur veya çocuk manen terk edilmiş halde kalırsa hakim, çocuğu ana ve babadan alarak bir aile yanına veya bir kuruma yerleştirebilir. Çocuğun aile içinde kalması ailenin huzurunu onlardan katlanmaları beklenemeyecek derecede bozuyorsa ve durumun gereklerine göre başka çare de kalmamışsa, ana ve baba veya çocuğun istemi üzerine hakim aynı önlemleri alabilir.

-Koruma Önlemleri: Çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde, ana ve baba duruma çare bulamaz veya buna güçleri yetmezse hakim, çocuğun korunması için uygun önlemleri alır.

 

 Velayet Davası

Boşanma davası esnasında çocuğun velayetinin kimde kalacağı hususunda da karar verilir.  Anlaşmalı boşanmalarda düzenlenecek protokolde iki tarafın da çocuğun velayetinin kimde kalacağı hususlarında anlaşmış olmaları gerekmektedir. Çekişmeli boşanmalarda ise genellikle üzerinde en çok durulan ve tartışılan konu çocuğun velayetinin kimde kalacağıdır.

Boşanma davalarında çocuğun velayetinin kimde kalacağı konusunda, her ne kadar Türk Medeni Kanunu’nda anneden yana bir yorum bulunsa da takdir yetkisi hakimindir. Çocuğun bakımından annenin sorumlu olması, çocuğun anne sevgisine ve şefkatine muhtaç olması gibi hususlardan ötürü özellikle yaşça çok küçük olan çocukların velayeti anneye bırakılmaktadır. Uygulama bu yönde olsa da bu kesin bir kural değildir, annenin hayat tarzı veya babasının çok daha iyi imkanlarda olması gibi nedenlerle çocuğun velayeti hakim takdiri ile babaya bırakılabilir. Hakim çocuğun menfaatine göre karar vermekle yükümlüdür.

Boşanma davasında tarafları boşanmaya iten ve daha ağır kusurlu taraf anne olsa da veya davacı taraf anne olsa da bunun velayetin tayini konusunda mutlak bir etkisi yoktur. Yargıtay kararları neticesinde kusurlu taraf anne olsa bile çocuğa karşı kusurlu davranışı bulunmaya annenin çocuğun velayetini alabildiği görülmüştür.

Boşanma neticesinde velayet hakkını alan tarafın tekrar evlenmesi, velayetin değişikliği için tek başına yeterli bir neden değildir. Ancak bu medeni hal değişliğinin çocuğun yaşantısını olumsuz etkileyeceği bir hal söz konusu ise dava açılarak velayetin el değiştirmesi veya vasi tayini istenebilir.

Ayrı ve yeni bir dava olarak velayet davası: Yalnızca çocuğun menfaatleri doğrultusunda onun için daha iyi koşullar sunabilmek için başvurulabilecek bir yöntemdir.  Velayetin değiştirilmesi için dava açılması herhangi bir süreye tabi değildir, çocuğun menfaati doğrultusunda herhangi bir zaman açılabilir. Tamamen olayın koşullarına göre değerlendirilmesi gereken velayet değişikliği çocuğun eğitimden, maddi koşullarına, sosyal durumundan aile içi mutluluğuna kadar geniş bir yelpazede ele alınabilir. Davacı olan tarafın iddia ettiği hususu ispatlaması gerekmektedir. Örneğin çocuğun velayetini elinde bulunduran taraf taşınacaktır ve bu çocuğun okul durumunu olumsuz etkileyecektir. Bu hususun ispatı ile dava yoluna başvurulabilir.

Velayeti alamayan tarafın da çocuğunu veya çocuklarını görme hakkı vardır. Genelde bayramlarda bazı günler ve hafta sonraları ayrıca yaz tatillerinin bir kısmını kapsayacak şekilde görüşme günleri tahsis edilir. Uygulamada kardeşlerin velayeti bölünmediği ve genelde iki çocuğu da aynı taraf aldığı görülmektedir. Çocuklarla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi de velayetin el değiştirebilmesi için bir nedendir.

 

Velayet Davalarında Usul ve Süreler

Velayet davalarında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile mahkemesinin olmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemeleri aile mahkemesi sıfatı ile görevlidir. Yetkili mahkeme ise davalının dava açılacağı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. İlgili herkes bu davayı açabilir.

Genellikle mahkemece belirlenecek bir uzmanın çocuk hakkındaki raporu alınır. ( pedagog çocuk ile diyalog kurar ve bir rapor düzenleyip mahkemeye sunar)Çocuk kendisini ifade edebilecek yaşta ve düzeyde ise mahkemece dinlenir ve fikri sorulur. Çocuk dava sürdüğü esnada ergin olursa konusuz kalan dava düşer.

Çok önemli bir husus da velayeti almayan kişinin velayeti alan tarafa nafaka ödemesidir. Hakim takdiri ile belirlenen iştirak nafakası velayet sahibi tarafa ödenir. Bu nafakanın amacı çocuğun giderlerine ortak olmaktır.

 Nihayetinde velayet konusunda hakimlerin geniş bir yetkisi vardır. Hangi tarafın velayeti alacağı somut olaya göre netlik kazanır, hakim çocuğun menfaatleri doğrultusunda karar vermelidir. Velayet davası çocuğun çıkarları doğrultusunda çocuk reşit olmadığı sürece açılabilir. Şüphesiz çocuğun gelişimi ve mutluluğu için dava açılmadan önce bir uzman görüşü almak lehe olacaktır.

 

 

 

                                                                                                                                                        Yazar

                                                                                                     Av. Onur PUĞ

 

 

ULVİ PUĞ

AVUKATLIK BÜROSU

Adres: 859 Sk. No:6 Vatan İşhanı Kat:2/203 Konak/İZMİR

Telefon: 0 232 483 67 92

E-mail: pughukuk@gmail.com

   Web: http://www.ulvipug.av.tr/

 

 


Diğer Makaleler

İŞÇİ ve İŞVERENLER AÇISINDAN CORONA’YA (COVID-19) DAİR YORUMLARResidence PerrmitTürkiye İkamet İzniAVUKATLIKTA GÜVENANAYASA HUKUKU 1961 Öncesi Anayasal DüzenlemelerİDARİ YARGI İPTAL ve TAM YARGI DAVALARIVELAYET KAVRAMI ve VELAYET DAVASIKambiyo Senetlerine Özgü İcra Takipleri Ve Çek, Bono, Poliçe KavramlarıMOBBİNGE DAİR MEVZUAT İLE TÜRKİYE PERSPEKTİFİNDEN MOBBİNGÇEKİŞMELİ BOŞANMA Ve Şiddetli Geçimsizlik

Avukat mı lazım ?

Hemen Bize ulaşın Telefon : 0 232 483 67 92